Robotik cerrahinin geçmişi çok eskiye dayanmasa da her geçen gün yapılan operasyon sayısı hızla artmaktadır. Sadece 2014 yılında Da Vinci robotik cerrahi sistem ile dünya çapında gerçekleştirilen operasyon sayısı 570.000’den fazlaydı ve her yıl bu sayı %10 artarak büyümeye devam ediyor.

Robot destekli operasyonlar jinekolojik, kalp, üroloji, genel cerrahi ve kulak burun boğaz başta olmak üzere birçok bölümde yapılmaktadır.

Günümüzde robotik cerrahi ile gerçekleştirilen operasyonların %75’i üroloji ve jinekoloji alanında uygulanıyor. Robot destekli operasyonlar standart laparoskopinin daha teknolojik bir versiyonu olarak kabul ediliyor ve bu yöntemin kısıtlı taraflarının geliştirilmesiyle hem hasta hem de cerrah için daha çok avantaj sağlıyor.

Robotik Cerrahi ile Gelen Avantajlar

Robotik cerrahi, laparoskopik yöntemin daha gelişmiş versiyonu olduğu için laparoskopinin açık cerrahi müdahalelere karşı sahip olduğu avantajları bir adım ileri götürür. Ayrıca kendi içinde de laparoskopiye göre önemli avantajları bulunuyor. Robot destekli operasyonlar hem hastanın hem de cerrahın operasyon sürecini geliştirmekte önemli bir rol oynamaktadır. Cerrah operasyonu cihazın konsolunda konforlu bir şekilde oturarak gerçekleştirilir. Bu da odaklanma şansını arttırır.

Ayrıca robotik cerrahinin sunduğu üç boyutlu görüntü, yakınlaştırma seçenekleri ve daha hassas işlemlerin yapılabilmesi ameliyatın başarı şansını da arttırır. Bu yöntemle beraber operasyonu, ameliyat alanında bulunmayan doktorların da durumu takip edebilmesi ve tavsiyeler verebilmesinin önünü açar.

Operasyon Esnası ve Sonrası

Robot destekli operasyonların getirdiği yenilikler ile hem operasyon esnasında hem de sonrasında önemli gelişmeler elde edildi. Robotik cerrahi sayesinde operasyon esnasında az kanama meydana gelmekte ve hastada  bunun sonucu olarak daha az kan nakline ihtiyaç duyulmaktadır.

Dört kollu robotun insan eli gibi titrememesi ve çok daha hassas hareket edebilmesi nedeniyle ameliyat esnasında cerrahi bölge etrafında yer alan çevre dokulara verilen zarar da en aza indirilmiş olur.

Ameliyatın küçük bir kesiden gerçekleşmiş olması enfeksiyon riskini minimalize etmekle beraber operasyon sonrası yara izinin de çok küçük olmasını ve zaman içerisinde gözle görülemeyecek seviyeye gelmesini sağlar. Yine robot ile operasyon sonrasında daha az ağrı ve daha az ağrı kesici kullanımı olmaktadır. Bu sayede aynı zamanda hastanın operasyon süreci kısalmakta ve sosyal yaşamına dönüş süreci de daha çabuk bir şekilde gerçekleşmektedir.